Nasturiler üzerinde literatürde çok sayıda çalışma yapılmıştır fakat bu çalışmaların çoğunluğunda Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında Hakkarî’de meydana gelen olaylar yabancı devlet görevlileri ve yazarlar tarafından sadece nasturiler ön plana alınarak yazılmıştır. Bu çalışmasının temel amacı, söz konusu çalışmalarda eksik bırakılan ve Nasturilerin yanında Kürtlerin de gözünden anılan olayları karşılaştırıp sosyo-politik olarak incelemektedir.
Çalışmadaki veriler literatür, Osmanlı Devleti arşiv belgeleri ve saha araştırması ile toplanmıştır. Söz konusu verilerden elde edilen bulgular, konstrüktivizm ve naratif teorinin ilkeleri doğrultusunda tartışılıp analiz edilmiştir.
Çalışmada tarih boyunca Hakkarî’de yaşayan Nasturi ve Kürt ilişkilerinin komşuluk ve dostluğa dayandığı tespit edilmiştir. XIX. yüzyılda bölgede faaliyet yürüten misyonerlerin etkisiile söz konusu ilişkiler bozulmuş ve daha sonra Birinci Dünya Savaşı ile iki halk arasında çatışmalar başlamıştır. Söz konusu ilişkilerin bozulmasının arkasında dinî ve etnik yapıların etkili olduğu bulgularına rastlanmıştır.
Nasturiler üzerinde literatürde çok sayıda çalışma yapılmıştır fakat bu çalışmaların çoğunluğunda Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında Hakkarî’de meydana gelen olaylar yabancı devlet görevlileri ve yazarlar tarafından sadece nasturiler ön plana alınarak yazılmıştır. Bu çalışmasının temel amacı, söz konusu çalışmalarda eksik bırakılan ve Nasturilerin yanında Kürtlerin de gözünden anılan olayları karşılaştırıp sosyo-politik olarak incelemektedir.
Çalışmadaki veriler literatür, Osmanlı Devleti arşiv belgeleri ve saha araştırması ile toplanmıştır. Söz konusu verilerden elde edilen bulgular, konstrüktivizm ve naratif teorinin ilkeleri doğrultusunda tartışılıp analiz edilmiştir.
Çalışmada tarih boyunca Hakkarî’de yaşayan Nasturi ve Kürt ilişkilerinin komşuluk ve dostluğa dayandığı tespit edilmiştir. XIX. yüzyılda bölgede faaliyet yürüten misyonerlerin etkisiile söz konusu ilişkiler bozulmuş ve daha sonra Birinci Dünya Savaşı ile iki halk arasında çatışmalar başlamıştır. Söz konusu ilişkilerin bozulmasının arkasında dinî ve etnik yapıların etkili olduğu bulgularına rastlanmıştır.