“Dr. Şıvan” kitabı 1965-1975 yılları arasında Kürdistan sathında Kürt ulusal Kurtuluş mücadelesi ve karşı tertiplenmelere ayna tutar nitelikte bir eserdir. Döneme dair Kürtler arası iç ve dış çelişkilerin Kürdistani mücadeleye nasıl yansıdığını, dışarıdan nasıl müdahale edildiğini ve içten kargaşalar yaratarak egemen olmayı sürdürdüğünü bu kitapta göreceğiz. Kürtlerin mücadeledeki eksikliklerini, zaaflarını, zayıflıklarının kendilerine karşı kullandıklarını algılama ve sorularına cevap bulmamıza yardımcı olacak bir eserdir.
Kürdistan’ın parçalanmışlığı, Kürt hareketindeki parçacılığı tetiklemiştir. Bu vahim olaylardan biri de Kuzey Kürdistanlı önderlerden Dr Şıvan(Dr. Sait Kırmızıtoprak) ve Sait Elçi’nin sömürgecilerin arzularına kurban edilmesidir.
Barzanilerin ve IKDP, Kürdistan Milli kurtuluş Mücadelesindeki yeri birçok bakımdan pozitif ve olumlu rolleri tartışılmazdır. Lakin diğer parçalardaki Kürd Milli Hareketlerine karşı Türk ve İran devletleri ile bağlaşık oldukları ilişkileri nedeni ile işledikleri hatalar, Doğu, Kuzey ve Güney Batı Kürdistan hareketlerinin tasfiyesi, sonuçta 1975 Cezayir antlaşmasıyla Güney Kürdistan’daki Kürt ulusal Kurtuluş Mücadelesinin tasfiye olması noktasına getirmişti.
Kürt hareketi, Kürdistan’ın bir parçasını, bir vadisini tutarak savunulamayacağını anlamak önem arz eder olmuştur.
Dr. Şivan ve Said Elçi’nin öldürülmelerinin esas sebebi; çok sayıda devletin Kürdistan hareketine müdahalesi, onu siyası olarak kıskaca/kuşatmaya alması ve tasfiye etme arzusudur.
TC, Dr. Şıvan grubunun, Güney Kürdistan’da gerilla mücadelesine hazırlanması, bu hareketin behemehal tasfiyesini hızlandırmıştır.
Dr. Şıvan’ın ve hareketinin tasfiyesi, yeterince ve doğru tartılmadığı için, aynı tarzda hatalar, trajediler ve çocukluk hastalığına varan Kürtler arası, partiler arası olumsuz ve çiğ ilişkilerin sürdüğü, demokrasi kültürünün sadece isimlerinde kalarak yerleşmemesi, Kürt ulusal birliği çerçevesinde olgunlaşmasını ve kurumlaşmasını da sağlayamadığını görmekteyiz.
Görüyoruz ki, 44 yıldır, kamuoyu IKDP’nin Saitler’in Kırımı’na dair Kürd kamuoyunu aydın-latacak bilgileri sunmasını beklemektedir.
Bugün IKDP lideri olmanın da ötesinde, Kürdistan Federe Devleti Başkanı olarak Sayın Mesud Barzanî’nin benzer bir yaklaşımı karanlıkta bırakmış, Saidler Kırımı’na dair bilgilerin gün ışığına çıkarılması, mezarlarının ailelerine gösterilerek yan yana yeniden getirilerek definlerinin yapılması doğrultusunda sunması gerektiği halde bu gerçekleşmemiştir.
Sayın Kürdistan Bölge Başkanı’nın, bu yaklaşımı göstermesi durumunda, Bölge Başkanlığı’nın, IKDP’nin tavrı özellikle Kuzey ve Doğu Kürdistan yurtseverleri başta olmak üzere, tüm Kürdistanlılar tarafından örnek alınacak ve memnuniyetle karşılanacaktır.
Selahattin Ali Arık’ın, yıllarını alan ve çok yönlü bir araştırmanın ürünü olan “Dr. ŞIVAN (Sait Kırmızıtoprak)” kitabı; yazılar, günlükler, tanıklar, haritalar, albümler, saha çalışmasındaki belgeler, 1965- 1975 dönemini kapsayan parti ve hareketlerin ilişki, çelişki ve çalışma tarzları ile zengin bir koleksiyon ve verilerle çok bilinmeyenli bir olguya ayna tutmuştur.
Kitap, 1965-1975 tarihleri arasında Dr. Şıvan’ın şahsiyetinde Kürdistan tarihini, hareketlerini belgesel bir netlikte sunmuştur
“Dr. Şıvan” kitabı 1965-1975 yılları arasında Kürdistan sathında Kürt ulusal Kurtuluş mücadelesi ve karşı tertiplenmelere ayna tutar nitelikte bir eserdir. Döneme dair Kürtler arası iç ve dış çelişkilerin Kürdistani mücadeleye nasıl yansıdığını, dışarıdan nasıl müdahale edildiğini ve içten kargaşalar yaratarak egemen olmayı sürdürdüğünü bu kitapta göreceğiz. Kürtlerin mücadeledeki eksikliklerini, zaaflarını, zayıflıklarının kendilerine karşı kullandıklarını algılama ve sorularına cevap bulmamıza yardımcı olacak bir eserdir.
Kürdistan’ın parçalanmışlığı, Kürt hareketindeki parçacılığı tetiklemiştir. Bu vahim olaylardan biri de Kuzey Kürdistanlı önderlerden Dr Şıvan(Dr. Sait Kırmızıtoprak) ve Sait Elçi’nin sömürgecilerin arzularına kurban edilmesidir.
Barzanilerin ve IKDP, Kürdistan Milli kurtuluş Mücadelesindeki yeri birçok bakımdan pozitif ve olumlu rolleri tartışılmazdır. Lakin diğer parçalardaki Kürd Milli Hareketlerine karşı Türk ve İran devletleri ile bağlaşık oldukları ilişkileri nedeni ile işledikleri hatalar, Doğu, Kuzey ve Güney Batı Kürdistan hareketlerinin tasfiyesi, sonuçta 1975 Cezayir antlaşmasıyla Güney Kürdistan’daki Kürt ulusal Kurtuluş Mücadelesinin tasfiye olması noktasına getirmişti.
Kürt hareketi, Kürdistan’ın bir parçasını, bir vadisini tutarak savunulamayacağını anlamak önem arz eder olmuştur.
Dr. Şivan ve Said Elçi’nin öldürülmelerinin esas sebebi; çok sayıda devletin Kürdistan hareketine müdahalesi, onu siyası olarak kıskaca/kuşatmaya alması ve tasfiye etme arzusudur.
TC, Dr. Şıvan grubunun, Güney Kürdistan’da gerilla mücadelesine hazırlanması, bu hareketin behemehal tasfiyesini hızlandırmıştır.
Dr. Şıvan’ın ve hareketinin tasfiyesi, yeterince ve doğru tartılmadığı için, aynı tarzda hatalar, trajediler ve çocukluk hastalığına varan Kürtler arası, partiler arası olumsuz ve çiğ ilişkilerin sürdüğü, demokrasi kültürünün sadece isimlerinde kalarak yerleşmemesi, Kürt ulusal birliği çerçevesinde olgunlaşmasını ve kurumlaşmasını da sağlayamadığını görmekteyiz.
Görüyoruz ki, 44 yıldır, kamuoyu IKDP’nin Saitler’in Kırımı’na dair Kürd kamuoyunu aydın-latacak bilgileri sunmasını beklemektedir.
Bugün IKDP lideri olmanın da ötesinde, Kürdistan Federe Devleti Başkanı olarak Sayın Mesud Barzanî’nin benzer bir yaklaşımı karanlıkta bırakmış, Saidler Kırımı’na dair bilgilerin gün ışığına çıkarılması, mezarlarının ailelerine gösterilerek yan yana yeniden getirilerek definlerinin yapılması doğrultusunda sunması gerektiği halde bu gerçekleşmemiştir.
Sayın Kürdistan Bölge Başkanı’nın, bu yaklaşımı göstermesi durumunda, Bölge Başkanlığı’nın, IKDP’nin tavrı özellikle Kuzey ve Doğu Kürdistan yurtseverleri başta olmak üzere, tüm Kürdistanlılar tarafından örnek alınacak ve memnuniyetle karşılanacaktır.
Selahattin Ali Arık’ın, yıllarını alan ve çok yönlü bir araştırmanın ürünü olan “Dr. ŞIVAN (Sait Kırmızıtoprak)” kitabı; yazılar, günlükler, tanıklar, haritalar, albümler, saha çalışmasındaki belgeler, 1965- 1975 dönemini kapsayan parti ve hareketlerin ilişki, çelişki ve çalışma tarzları ile zengin bir koleksiyon ve verilerle çok bilinmeyenli bir olguya ayna tutmuştur.
Kitap, 1965-1975 tarihleri arasında Dr. Şıvan’ın şahsiyetinde Kürdistan tarihini, hareketlerini belgesel bir netlikte sunmuştur